Pages

Saturday, 29 October 2011

KW'da Bayram Havası

Oğullarımla birlikte Bayram kutlamalarına giderdik her sene. Hatta bir sene 29 Ekim'de sağanak yağış altında katılmıştık Bağdat Caddesindeki yürüyüşe, sırılsıklam olmuştuk, ama sonuna kadar eşlik etmiştik törene. Çok konuşmazdık Atatürk'ü, Cumhuriyeti kavram olarak evimizde, ama sahip çıkılması gereken değerler olarak öğrendiler yaşayarak çocuklarım bunları benden.
Bugün Türkiye'den çok uzakta, Kanada'da kutladık 29 Ekim'i. Burada çocuklarım var benim, yaşları 4 ile 11 arasında değişiyor. Kimi Türkçe biliyor, kimi bilmiyor. Bazıları hem İngilizce biliyor, hem Fransızca, ama aileleri Türkçe de bilsinler istiyor, onun için gönderiyorlar burada "Türk Okulu" dedikleri dil okuluna.
Aslında burası St Louis Adult Learning & Continuing Education Centres'a bağlı International Languages & Citizenship Program kapsamında talep dahilinde ilkokul çocuklarına farklı ülkelerin dillerini ve kültürlerini öğreten bir dil okulunda, Türk dilini ve kültürünü öğretmeyi amaçlayan bir sınıf. Burası Katolik bir okul, ama her dilden, her dinden insan var. Kanada'nın güzel tarafı da bu zaten. Hiç burada gördüğüm kadar farklı mezhebe ait kilise görmemiştim mesela başka ülkelerde. Ama bunun yanı sıra, mescit de var, sinagog da. Üstelik, burası gerçek anlamda laik bir ülke. Kimse kimsenin dininden, dilinden, kültüründen korkmuyor, aksine zenginleşmeye çalışıyor bunlarla. Ben buradan bakınca böyle görüyorum en azından.
Bugün sınıfımızı bayraklarla süsledik. Çocuklar resim yapmıştı, onları astık sınıfımıza. Velilerimiz kekler, börekler, kurabiyeler yapmıştı, onlarla birlikte kutladık bugünü. Ama önce her ders olduğu gibi güne "Oh Canada" ile başladık. Bu beni çok etkilemişti geldiğimizde de.
Her sabah çocuklar sınıflarında derse başlamadan, "Oh Canada" çalıyor, Kanada Milli Marşı. Çocuklar sınıflarında, ama ayakta dinliyorlar, isteyen eşlik edebiliyor. Üstelik kimi zaman İngilizce, kimi zaman Fransızca çalıyorlar, ikisi de resmi dil çünkü burada. Sonra başlıyor dersler.
Biz de her Cumartesi önce "Oh Canada" dinliyoruz derse başlamadan. Sonra Francesco, okulumuzun tesis yöneticisi, nereli olduğunu bilemediğim, sayamadığım kadar çok dil bildiğini düşündüğüm iri yarı adam, bazı bilgiler veriyor. En sonunda da güne veciz bir sözle başlıyoruz, bu sabahki Mark Twain'e aitti mesela.
Biz de törenimize İstiklal Marşı ile başladık. Ardından saygı duruşuyla devam ettik, Atatürk, şehitlerimiz ve depremde kaybettiklerimiz için. Ya da bu dünyadan göçen onlarca sevdiğimiz için, kim nasıl isterse. Ama velilerimiz ve çocuklarımın katılımıyla, harika bir koro olduğumuzu söyleyebilirim.
Sonra Andımızı okuduk hep birlikte. Çocuklar kek ve kurabiyelere daha fazla dayanamadığından, programın resmi kısmını böyle bitirdik.
Ders bittiğinde, herkes mutluydu. Çocuklar 29 Ekim'in ne anlama geldiğini sorduğumda, önce "Halloween" diyorlardı, şimdi eminim artık bugünü Cumhuriyet Bayramı, ya da onların ifadesiyle "Türkiye'nin Doğum Günü", olarak da hatırlayacaklar!

No comments:

Post a Comment